2PM’in Yaz Postası 3 – İçtenlik dolu Chansung’un Hikayesi

Merhaba! Ben Hwang Chan-sung. Bu sıcak yaz günlerinde neler yapıyorsunuz? Öğlene doğru hava gerçekten inanılmaz sıcak oluyor. Bu yıl “7th Grade Civil Servant” dizisi, 2PM’in albüm promosyonları, “Red Carpet” filmi gibi bir çok farklı etkinlikte bulundum. Sizinle farklı aktivite ve çalışmalarda görüştükçe daha da mutlu oluyorum. 

Nasıl gidiyor millet? Ben gayet iyiyim.

Bugünlerde ‘Red Carpet’ filminin çekimleriyle meşgulüm. İlk kez bir filmde yer alıyorum. Gerçekten çok meraklıyım, aynı zamanda da garip bir duygu var. Yönetmen ve diğer oyunculardan gerçekten çok şey öğreniyorum. Film bir romantik komedi olduğundan çekim yeri sürekli kahkahalarla dolu oluyor. 2PM’in en küçük üyesiyim (herkes bunu duyunca çok şaşırdı), ve yine, oyuncular ve ekipman arasında en küçük olan benim. Diğer oyunculara bana sürekli iyi davrandıkları ve bir şeyler öğrettikleri için gerçekten minnettarım. İlk filmimde böylesine iyi oyuncularla birlikte olduğum ve mutlu bir şekilde oyunculuğa odaklanabildiğim için gerçekten şanslı olduğumu düşünüyorum. 

‘Red Carpet’ filminde Dae-yoon’u canlandırıyorum. Nasıl rolümü beğendiğiniz mi? Birçok kişi beni tanıyamadı, belki normal halimden farklı göründüğü içindir. Lütfen ilk filmimi dört gözle bekleyin!

2PM’le çıkış yapmadan önce de oyunculuk yapmıştım ve oyunculuğa karşı büyük bir tutkum var, hep de bu konuda meraklıydım. Bu yılın başlarında ‘7th Grade Civil Servant’da yer aldım. O sıralar Japonya turu, Asya turu ve reklam çekimleriyle de meşguldüm, bu yüzden oyunculuğa odaklanmak için daha fazla vaktim olmasını isterdim. Geriye bakınca, şuan pişman olduğum bir çok nokta var. Keşke o zamanlar hazırlanmak için daha fazla vaktim olsaydı.

Bu Gong Do-ha,  ‘7th Grade Civil Servant’taki Ulusal İstihbarat Servisi ajanı! Bu yıl bu dizinin çekimlerinde tamamiyle endişeli olduğum zamanları hatırlıyorum. Umarım tekrar farklı bir güzel çalışmayla geri dönerim!

Film çekimleriyle dizi çekimleri kesinlikle birbirinden çok farklı. ‘Red Carpet’ filmi! Elimden gelenin en iyisini yapıyorum.  Lütfen Red Carpet’in Dae-yoon’unu çok sevin ve destekleyin!

İlk filmimin senaryosu. Çok heyecanlıyım ve dört gözle bekliyorum. Siz de bekleyin! Daha da sıkı çalışacağım!

Çekim yerine giderken! Go, Chan-sung!

Bence dizilere göre film oyuncularına daha fazla vakit veriliyor. Bunu sevdim çünkü rolüm üzerine düşünmek ve çalışmak için daha fazla vaktim var. Yönetmen Park Beom-su’yla bu film hakkında bir çok konuda konuştum. Bana okumaktan çok, farklı bir çok film izlemem gerektiğini söyledi.  Aktör Oh Jung-se bana eğer ben Dae-yoon olsaydım hayatımı nasıl yaşayıp, nasıl davranacağım konusunda düşünmemi tavsiye etti. Aktör Cho Dal-hwan bana rahat olmamı önerdi. Hayatımın her aşamasında egzersiz yaparken, oyunculukta ve düşünürken rahat olmak bana doğal bir açısı kazandıracaktı ve doğal olmak her zaman en iyisi. Bana büyük bir yardımda bulundu!

Oyunculuk yaptıkça, daha fazla çaba sarfetmem gerektiğini ve daha sıkı çalışmam gerektiğini farkediyorum. Farklı tecrübeler edinmenin önemini farkettim ve birçok kitap okudum. Bir hobi olarak okumaya başlayalı 2 yıl oldu. Kitapların kendisini seviyorum ama ‘güzel’ bir kitabı okumanın ne kadar güzel olduğunu da biliyorum. 

Sürekli aynı şeye takılı kalmam. Farklı türlerde birçok kitap okudum. Bir kitap okuyorum, onun hakkında uzunca düşünüyorum. Twitter’dan bir kitap ya da bir konu hakkındaki fikirlerimi açıklıyorum. Sonrasında çevremdekilerle fikirlerimi paylaşıyorum. İnsanlarla bir konu hakkında konuşmaktan gerçekten çok zevk alıyorum. Kendi kendime düşünürken hep yeni şeyler keşfediyorum. 

The picture is blurred. Benim kitapraflarım. Bunlardan daha fazla var. Tavsiye ettiğiniz bir kitap varsa varsa merakla bekliyorum!

Ailemle geçirecek daha fazla vaktim ve 2PM olarak aktif olduğumuz zamanlara göre daha rahatlamış hissediyorum. Bugünlerde sevimli kedim Jung-gamla daha çok vakit geçiriyorum. O gerçekten çok akıllı! Gerçek bir kız kardeşmiş gibi hissediyorum. Bazen bir insanmış gibi davranıyor.

Jung-gamla birlikte! Benziyor muyuz?

Jung-gam’ın kestirme vakti. Niye böyle gülümsüyor? Ne rüya görüyorsun?

Temmuz’daki konserle birlikte 2PM Kore’de promosyonlarını tamamladı. Şimdiden sahneleri özledim. Uzun zamandır yurtdışında sahne aldığımızda Kore’de performans sergilemeyi gerçekten özledim. Promosyonlar çok kısa sürdüğü için hala çok üzgünüm. Uzun bir yolculuğun ardından eve dönmüş gibi hissediyorum. Sadece bir ay süren promosyonlara dair aklımda sadece güzel anılar var. Bence 2PM üyeleri promosyonların çok kısa sürmesinden dolayı üzgün olduklarından bu konser için çok daha fazla özen gösterdiler. Bunun yanında, solo sahnelerimiz için de artı bir özen gösterdik. Sözlerini kendim yazdığım ‘Perfume’ (Parfüm) adlı şarkıyı sergiledim. “Aşk Parfümü” konseptli intro esnasında modern bir dans sergilemeye çalıştım. İzleyicilerin tepkileri sayesinde gerçekten gurur duydum.

2PM konserindeki solo sahnem. Hüzünlü aşkı hissedebiliyor musunuz? Sözlerini benim yazdığım “Perfume”ü dinlemeyi unutmayın!

Birçok kişinin desteğiyle şarkıcı ve oyuncu olarak ileriye bir adım daha atıyorum. Ayrıca sürekli öğrenerek ve eksiklerimi tamamlayarak kendimi geliştiriyorum.Size sürekli daha iyisini sunan bir oyuncu var şarkıcı olacağım. Hikayemi okuduğunuz için teşekkürler!

Jun. K! Japonya’daki 3 Silahşörler Müzikali nasıl gidiyor?

Kaynak: http://m.star.naver.com/2pm/news/end?id=1443067
Çeviri: addicttoread07

2PM’in Yaz Postası 2 – Gunwoo, Won-cheol ve bestekar Taecyeon’un Yazı

Merhaba. Bu Taec-yeon. Yağmurlu günler bitti ve bunaltıcı sıcaklar başladı! Bu yıl 2PM Kore’deki albümünün ardından TV’de ve beyaz perdede görünmeye başladı. Uzunca süren yurtdışı çalışmalarımızın ardından sizlere farklı yönlerimizi gösterebildiğimiz için çok mutluyum. 2PM Taecyeon olmanın dışında, Marriage Blue’dan Won-cheol ve Who Are You’den Gun-woo olarak yoğun bir yaz geçiriyorum. Vücudum gerçekten yorgun ama bugünlerde gerçekten neşeli ve mutluyum. Umutsuzca oyunculuk yapmak istiyorum. (Ç.N: Umutsuzca derken mütevazilik yapmaya çalışıyor.)

Taecyeon çiçeklerin içinde! Hayranlar bana Who Are You’nun basın açıklaması için bunları yollamışlar. Çok güzel değil mi? Çiçeklerden değil, kendimden bahsediyorum. Ha ha~

İnsanlar kıskançlıkla partner konusunda çok şanslı olduğumu söylüyorlar.  ‘Cinderella’ Sister’da Geun-young, ‘Dream High’da Suzy, ‘99 Days of Meand My Star’ Tae-hee,  ‘Marriage Blue’da Yeon-hee  ve  ‘Who Are You’da Yi-hyun’la birlikteydim.  (2PM üyeleri içinde beni en çok kıskanan kim merak ediyor musunuz?). Oyuncu Ok Taecyeon olarak dersler ve biricik tecrübeli oyuncular sayesinde günbegün kendimi geliştiriyorum. Tabi ki şuan sadece amatörüm ve hala öğreneceğim çok şey var ama bu sıkı çalışmaların sonunda bir gün iyi bir oyuncu olmak istiyorum.

Who Are You’nun saygıdeğer tecrübeli oyuncularıyla! Onlar bana çok şey öğreten ve hep doğru yönlendirmelerde bulunan en güçlü destekçilerim!

Çekimleri beklerken uyuyan Taecyeon. Tamamen uykuluyum. Hala metni okuyorum! Oyunculuğa olan tutkumu hissedebiliyor musunuz?

Oynadığım karakterler çok farklılık gösteren cinsten değillerdi. Ama umarım “oyuncu Ok Taecyeon” olarak, sürekli aynı şeye takılıp kalmaktansa bir çok farklı rol ve tarzda bulunarak yelpazemi genişletebilirim. Şunu söyleyebilirim ki oyunculuğa karşı gerçekten tutkuluyum. Yeni bir rolde oynamak gerçekten çok eğlenceli ve heyecan verici. Bence oyunculuk yapan diğer 2PM üyeleri de bu konuda bana katılacaktır.

Bu yıl film oyunculuğuna ilk adımımı attım. İlk çalışma Haziran’da çekimleri biten ‘Marriage Blue’ydu. Dizilerden kesinlikle çok farklıydı. Role odaklanmak için dizilerdeki o kısa vakte nazaran çok daha fazla zamanım vardı. Yeni bir deneyimdi ve öğrenmek gerçekten çok zevkliydi. Ve şuan ‘Who Are You’nun Gun-woo’su olarak yaşıyorum. Aslında, büyük bir adamım ama göründüğüm kadar cesur değilim, bu dizinin bir “fantastik melodram” olmasından ve aniden bir hayaletin belirmesinden dolayı endişeliydim (Bunun daha öncesinde bir lunaparkta perili köşke benzer bir yerde bir reklam çekmiştim ve tamamiyle kanım donmuştu, bu reklam çekimi benim yüzümden sonlandırıldı). Bir keresinde kamera kayıttayken koştum, birini takip ediyordum ve tele takıldım! Bir polis memuru olduğumdan başlarda çok hareketli sahneler vardı.

Who Are You’nun çekimlerinde! Bazen Gun-woo’dan Taec-yeon’dan dönüyorum.

Gun-woo’nun dinlenme vakti! Soğuk bir yaz için, bir kase patbingsu yiyin (Ç.N: Buzlu bir tatlı çeşidi)

Bütün sahneler çok ilginç. Oyunculuk esnasında bile sonrasında ne olacağını merak ediyorum. Gun-woo olarak dizinin güzelliği gösterebilmek için diğer oyuncuların da tavsiyelerini alarak elimden gelenin en iyisini yapıyorum. (Lütfen Who Are You’ya sevginizi gösterin!)

Ciddi bir şekilde senaryoyu okuyorum ve çekim yapıyorum. Daha sıkı çalışacağım!

Çekimlerden önce bir dakikalık bekleyip! Orman tanrısı Taec-yeon?!

Neredeyse her gün çekimler var. Geçenlerde Gapyeong’da bir çekim vardı ve Chan-sung beni desteklemek için ziyarete geldi! Bu sürpriz ziyaret beni heyecanlandırdı ve onun desteği sayesinde geceleyin çekimleri tamamladım. (Chan-sung, seni sevimli şey!)

Ne olursa olsun Gapyeong’a kadar gelen Chansung. Hiç bu kadar tatlı bir adam gördünüz mü?

Khun~ Nasılsın? Seni çok özledim~~ Khun maketiyle Taec-youn’un sevimli pozu!

Geçenlerde ilk kez ünlülerin temsilcisi olarak Cheongwadae,’de, Kore başkanlık malikanesindeki Turizm Tanıtma ve Geliştirme Toplantısı’na katıldım. Başkan ve öteki turizm sektörü çalışanlarıyla birlikte Kore turizmi hakkındaki konuşmalara katıldım. Bir şarkıcı olarak neler hissettiğimi paylaştım ve ortak kültürel değerler konusunda önerilerde bulundum ve yasadışı turizm faaliyetlerinin önüne geçme konusundaki çalışmalardan bahsettim. Benim için geriye bir dönüp bakmak ve farklı bir bakış açısı kazanmak için güzel bir fırsattı. Sorumluluğun yükünü hissettim ama aynı zamanda çok onur verici ve anlamlıydı.

Ok Taec-yeon Turizm Tanıtma ve Geliştirme Toplantısında başkan Park Geun-hye’yle el sıkışırken

Boş zamanlarımda beste yapıyorum. Beste yapmak benim bir hobim ve farklı tarzlar deniyorum. Son konserde, kendi bestelediğim ‘Traición’ şarkısıyla solo bir sahne sergiledim. Bunun için ekstra bir önem gösterdim. Üstün çaba ve sıkı çalışmayla kendimi bir bestekar olarak daha da geliştirmek istiyorum. Bir yandan size bu güne kadar gösterdiğim 2PM Taecyeon imajıyla kendi tarzımı oluştururken,  bir yandan da değişik tarzlar denemek istiyorum. Bestekar TY’yi sevip destekleyecek misiniz?

 

Seul konserinde sergilediğim Traición performansı. Tango melodilerinin olduğu anlar için bir tango gösterisi hazırladım. Ne kadar hevesli olduğumu hissedebiliyor musunuz?

Ve hikayemin sonu! Nasıl, beğendiniz mi? Lütfen daima sıkı çalışan ‘Ok Taec-yeon’u çok sevin ve destekleyin.  Who Are You ve Marriage Blue’ya da desteklerinizi eksik etmeyin! Tabi  2PM’e de!

Teşekkürler.

Güzel bir yaz geçirin millet!

Chan-sung, cömert ve en küçük üyemiz! Ne yapıyorsun? Nasılsın?

Kaynak: http://m.star.naver.com/2pm/news/end?id=1431747
Çeviri: addicttoread07

 

2PM’in Yaz Postası 1 – Junho’nun Altın Vakti

2PM’in Kore’deki geri dönüşünün ardından üyeler solo aktivitelerine yoğunlaşmaya başladılar. Bu süre içerisinde yazlarını ve aktivitelerini nasıl geçirdiklerine dair Naver aracılığıyla bir günlük yayınlıyorlar. İlk günlüğümüz Junho’dan! Keyifli okumalar!!^-^

________________________

~2PM Junho tarafından yazıldı~

Merhaba Naver Starcast okuyucuları! Ben 2PM’den Jun-ho. Bu bunaltıcı havalarda ne yapıyorsunuz? Her şey yolunda mı? Solo turumun basamaklarından biri olan Tokyo konserinin ardından kısa bir tatil yapıyorum. Sanırım çıkış yaptığım günden bu yana hiç bu kadar yoğun olmamıştım. Çok sıcak ve çok yağmur yağıyor ama ilk solo turumun verdiği tatlı heyecanla güzel günler geçiriyorum!

7 Ağustos sabahı havaalanına giderken. Kalp atışlarımı hissedebiliyor musunuz?

İlk konserin uçağı kalmadan önce~

2PM’le çıkış yaptığım günden bu yana bir çok solo sahnem oldu. Konserimizde, yalnız şarkı söylüyordum ama hep sahnenin arkasında üyelerin olduğunu biliyordum. Belki de ilk konserimin beni endişelendirmesinin nedeni bu. Hala onlarla birlikteyim ama son zamanlarda onlara olan düşkünlüğüm daha da arttı.

Konser öncesi bekleme salonundayken. Jun-ho’dan gelen sevgi okları~

 

Konserimin öncesinde ilk olarak yaklaşık 100 kişilik konser ekibini bir araya toplayıp yüksek sesle onlardan ellerinden gelenin en iyisini yapmalarını istedim. Hem JYP Japonya çalışanları hem  idareciler, makyözler, kuaförler, stilistler, sahne, ışık ve ses ekibi bana bakıyordu ve onların bakışlarıyla kendimden geçmiştim. İçimden “Ah.. Artık gerçekten başlıyor. En iyisini yapmalıyım!” diye geçirdim.

Çalışanları teşvik ederken.

Junho’nun odasına hoşgeldiniz♡

Tamamiyle farklı bir duyguydu. İlk solo konser yerim, 2PM’in Japonya’da ilk kez konser verdiği yerdi. Eskiden bir arada çıktığımız bu mekanda tek başıma konser vereceğime inanamıyordum. Seyircilerin önüne çıkmadan hemen önceki o yoğun duygular unutulmazdı! Hınca hınç dolu konser alanındaki hayranların elindeki ışıkları gördüğümde dilim tutuldu.  Sağır edici tezahüratları duyana kadar kendime gelemedim. Pekala! Sonunda başlıyoruz!

Konser alanını dolduran sarı ışıklar. Size bütün mekanları gösteremiyorum ama böylesine harika bir tepkiyi görünce gerçekten kendimden geçmiştim

Konser girişinde duvarlardaki posterler

Konser ve albüm konusunda çok düşündüm. Gerçekten çok düşündüm. Hayranlara sergileyeceğim çok şey olduğundan daha fazla şarkı eklemek ve daha fazla süre istedim. En Junho’msu şarkı ve performanslarla sahneyi ve bana verilen süreyi doldurdum. İki ana şarkım vardı, ama onların dışında bütün şarkılar %100 benim tarafımdan bestelenmişti.  Hayranların tezahüratları eşliğinde bütün kalbimle şarkı söyleyip, dans ettim. Hayranlarla her zamankinden çok daha uzun bir süre sohbet ettim. Kendimi tamamiyle canlı hissettim! Bunu asla hayal edemezsiniz.

Japonya’da gezerken ilk solo albümümün Tower Records’da birinci, Oricon’da üçüncü olduğunu gördüm. Nasıl bir duygu mu? Kesinlikle inanılmaz!

Konser alanında yüzümde beliren mutlu bir gülümseme~

Şu bir gerçek ki üyelerle birlikte olduğum zamanlara göre gerçekten çok yalnız hissettim. Ayrıca çalışanlarımla ilgilenmenin sorumluluğu vardı.  Havaalanına geldiğimde menejerimle birlikte bavulları aldım ve çalışanların yemek yiyip yemediklerini sordum. (Havalı koreograf Nam-yong’un doğum günü de tur zamanlarına rastlıyordum. Onun için Junho-tarzı bir sürpriz parti hazırladım.) 2PM üyelerinin destekleyici mesajları ve aramalarının verdiği harika bir güvenle sahneye çıktım. Nichkhun yoğunluğuna rağmen konserimi görmek ve beni desteklemek için Japonya’ya geldi! Kore-Çin-Tayland programıyla en yoğun olan kişi olmasına rağmen oradaydı. Gerçekten şaşırdım ve çok duygulandı. ve Chansung’umuz!! Gerçekten beni böyle duygulandırdığına inanamıyordum! 2PM üyelerimiz gerçekten harikalar, değil mi? Sizi gerçekten seviyorum çocuklar!

Sahne kostümleriyle dolu bavulları alırken!

Nichkhun  Tayland’dan Japonya’ya geldi. O Zzang Zang* Biri! (Mükemmel, harika benzeri bir laf.)

Chan-sung beni desteklemek için Kore’den Japonya’ya geldi. Kibar çocuk!

Jun-ho’nun 2PM’in koreografı Nam-yong’a sürpriz partisi~

Ağustos’un sonlarında Tokyo International Forum’da düzenlenecek son bir konserim kaldı. Bir ay uçup gitmiş gibi geliyor. Bu solo tur sayesinde hayatımın en güzel Temmuz’unu geçirdim. Daima yanımda olan biricik hayranlarıma, mükemmel desteklerini eksik etmeyen 2PM üyelerine ve ellerinden gelenin en iyisini yapan ekibime gerçekten çok teşekkür ediyorum. İçimdeki minnettarlığı nasıl gösteribilirim bilmiyorum.  JYP Japonya yöneticisi bile benim ilk solo turumu kutlamak için bana bir kıyafet hazırladı! Sıcakkanlı hayranlar ve çalışanlarla her gün harikaydı.

Bekleme odasında çok nadir görülecek bir an. Karizmatik başkan benim için bir kostüm hazırladı! Onu hiç böyle görmemiştim.

İlk kez solo konser vermek ve müziğimi seven, dinleyen bir çok insan görmek müziğe olan tutkumu daha da artırdı. Bu yüzden daha sıkı çalışmak istiyorum. Dünyadaki onlarca şarkı arasından sadece benim yapabileceğim bir melodi bulmak ve tamamen beni anlatan sözler yazabilmek istiyorum. Asıl yapmak istediğim şey insanlarla derinden bir bağ kurabileceğim, kalbimi ve hislerimi içeren bir şey oluşturabilmek. Yapmak istediğim müzik tarzı bu.

Bestekar Lee Jun-ho’nun ilk solo albümü  Kimi no Koe

İlk konser için tutkulu bir prova

Müziğe tutkulu olduğum kadar, oyunculuğa da meraklıyım. Konser programım ve ilk filmim “Cold Eyes”in çekimleri üstüste geldiğinden gerçekten meşguldüm.  (İzleyici sayısının 5.2 milyonu geçtiğini söyleyen haberleri gördüğümden gerçekten heyecanlıydım!). Oyunculuk kesinlikle şarkı söylemekten çok farklı. Öğrenme süreci ve bir karakteri canlandırmaya çalışmak gerçekten çok eğlenceli. Bana daha büyük bir hedef veriyor. Usta oyuncularla birlikte geçen ilk filmimin çekimlerinde gerçekten çok şey öğrendim. Çok pratik edindim ve bir oyuncu olarak daha büyük bir hayalım var.  Aktör Lee Jun-ho oyunculuktan daha geniş bir yelpaze edinip bir çok farklı filmde oynamayı umuyor.

Maceram hoşunuza gitti mi? Çok yakında Kore’ye döneceğim ve  fanmeetingde sizlerle görüşeceğim!

Sizleri büyüleceğime söz veriyorum! Sağlıcakla kalın, Kore’de görüşürüz!

Dondurma gibi harika bir yaz geçirin millet!

Taec-yeon! Bu günlerde büyüleyici bir dizi olarak karşımıza çıkan ‘Who Are You’nun başrolü! Çekimler nasıl gidiyor? Gerçekten nasıl olduğunu merak ediyorum!

 

Kaynak: http://m.star.naver.com/2pm/news/end?id=1409081
Çeviri: addicttoread07

Taecyeon – 1st Look Röportajı | Temmuz 2013

(Taecyeon’un 2pm gibi bir grubun üyeleri içinde dahi seksiliğiyle göz önünde olduğunu anlatan bir paragraf yazıyı es geçip direk röportaja geçiyorum.)

“Who Are You” filminin çekimlerine başladığını duydum. Sürekli yoğun olduğun düşünülünce, gerçekten çok dayanıklı biri olmalısın.

Doğrusu “Who Are You”nun çekimlerine “Marriage Blues” filminin çekimlerinin bitmesinden sadece 2 gün sonra başladım. O iki gün süresince de 2PM’le etkinliklerimiz vardı. Sürekli konser vb. şeylerle meşgul olduğumdan, sakatlandım ve yoruldum ama bu diziyi kaçırmak istemedim çünkü metni okuduğumda gerçekten ilgimi çekti ve devamının nasıl olacağını merak etmeye başladım.

 

İlk teaser’da So Yi-hyun’laki aşk sahneniz yayınladı. Böyle bir sahne çekmeden önce birbirinizi tanımak için pek vaktiniz olmadı sanırım (güler).

Sadece birbirimizi tanımak için vaktimiz olmadı değil, üstelik bunu metni okumamızın hemen ertesi günü çektik. Birbirimize sadece birkaç kez selam vermiştik haliyle bu sahne metnini görünce allak bullak olduk. Yine de, şanslı bir şekilde birbirimizle uyumluyduk ve bence gayet doğal bir şekilde bu sahneyi tamamladık.

 

Önceki dizinde, baştan çıkaran tip olmak yerine sürekli istediği kızı bekleyen adam rolündeydin. Bu yüzden belki hayranların daha da çok şaşıracaklar.

Aslında, “Marriage Blues”da oynadığım Wonchul karakteri bile sevdiğini bekleyen sessiz, sıkıntılarını içine atan bir tip. Bu yüzden bir filmde ya da dizide etrafındakilerle sürekli çatışan birini canlandırırken çok çaba sarfediyorum. Gunwoo oldukça düşünceli biri, bir hatası yüzünden polis kuvvetindeki rütbesi düşürüldü, bu yüzden tekrar eski yerine gelmeyi hedefliyor. Daha önce oynadığım karakterlerle karşılaştırınca baya farklı biri.

 

İkinci teaser’a bakılırsa, bu dizi bir melodramdan çok bütün tarzların karışımı gibi görünüyor. 

Bu dizi bir çok farklı elementi karmaşık bir şekilde barındırıyor. Birçok gün yüzüne çıkmamış sır var, bunun yanında korku filmi tadında bir atmosferi var. Ekibe senaryoyu verdiğimde gardrop sahneleri yüzünden metni okumanın bile ürkütücü olduğunu söyleyen bir arkadaş vardı. Yine de ben korku filmlerinden hoşlanmamama rağmen senaryoyu okurken zevk aldığıma göre izleyiciler için endişelenecek bir durum yok.

 

Korku filmlerinden hoşlanmıyor olduğundan bunu çekmek senin için çok zor olmalı?

Doğrusu gerçekten hayaletlerden hoşlanmıyorum. Korku filmi bile izlemiyorum. Daha da kötüsü 2PM’le bir lunaparktaki hayalet evinin reklamlarını çekerken oraya tek başıma giremedim. Şanslıyım ki, Gunwoo hayaletleri göremiyor (güler). Bu yüzden çekimlerde korkulacak bir şey yok.

 

İnsanlar seni ilk olarak 2PM’le tanıdılar ama şimdi, bence senin solo aktivitelerin de bunu etkiliyor, ayrıca gruba da güç veriyor. 

Solo aktivitede bulunma eğilimi gösteren ilk üye bendim.  “My Ear’s Candy” ya da “Cinderella’s Sister” günlerinde diğer etkinliklerle de meşgulüm, bu yüzden üyeler gerçekten benim için çok endişelenmişti. Ben durdurmaya çalıştılar. Ama bence şuan diğer üyelerin isimleri de daha iyi biliniyor.  Ayrı ayrı da çok çalışıyor olmamız iyi niyetli bir rekabet oluşturuyor ve bu şekilde 2PM de devam ediyor.

 

Repackage* albümünüz 2PM üyelerinin kendi besteledikleri şarkıları içeriyor. Sanırım bu da sıcak bir rekabet oluşturdu… (güler)
(*Repackage’in kelime anlamı yeniden paketleme ama terim olarak bir albüme 3-4 tane daha şarkı ekleyip tekrar piyasa sürme anlamına geliyor.)

Aslında solo şarkılarımızdan oluşan bir repackage albüm oluşturmak benim fikrimdi. Konserlerimiz esnasında bir çok solo sahne aldık, şahsen bir başkasının şarkısını söylemek yerine kendi şarkımla kendi sahnemi oluşturmak istedim. Bu yüzden geçen yıl beste yapmaya başladım, bir performans esnasında hayranlara “Bu benim yazdığım şarkı, lütfen bunu dinleyin..” dedim. Ama hiç bir tepki yoktu (güler). Bu yüzden hem bu acemilik hissinden de kurtulmak, hem de daha önceden bu şarkıları dinleyebilmeleri için bir şans vermenin güzel olacağını düşündüm, böylece bu albümün yapımlarını da tamamladık.

 

İstediğin sahne için gerçekten iyi bir şarkıya ihtiyacın var.

Bize cesaret veren yönümüz hayranlarımızın karşısına daima farklı bir imajla çıkmamız. Aynı oyunculukta yeni bir karakter seçmek gibi, bence 2PM’le birlikte sergileyemeyeceğin bir sahne ortaya koymak da önemli. Bu yüzden mesela hiphop ya da tango sahnelerini ilk düşünen sonra da onlar için bir şarkı yazan ilk kişi bendim.

 

İçeriği bir kenara bırakırsak bence konseptin anlamı da gelişmiş olmalı, çünkü gerçekten uzun bir süre sonra dönüş yaptınız. 

Kore’de 2 yıldır aktif değildik, bu yüzden gerçekten ev hasreti çekiyorduk. Uzun bir süre farklı bir yerde kaldıktan sonra evinin sadece kapısından bile bakmanın verdiği mutluluğu biliyor olmalısınız? 2 albüm yayınlamış olmamıza bakıldığında Japonya’da bulunmak bizim için yeni bir şey değildi ama yine de geri döndüğümüzde kendimizi çok daha iyi hissettik.

Sürekli yeni bir imaj sergilemenin önemli olduğundan bahsettin ama bence insanların çoğunluğunun istediği imajı sergilemenin daha uygun olacağı gerçeğini de görmezden gelemezsin. 

Comeback’ten önce bu konuda uzun bir süre konuştuk. Bir kez 2PM’in ne şekilde devam edeceği konusunda tartışmaya başlandığında, bu konu saatler alıyor. Şuana kadar yaptığımız her şeyi konuştuk, en popüler şarkılarımız, çok tutmayanlar, hayranlarımızın hoşlandığı konseptler.. ve hepsi çok farklı fikirlere sahipti çünkü her defasında bambaşka bir konsept ortaya çıktı.

 

Son aşamada daha çok kimin kararları etkili oluyor?

Tabi ki Jinyoungie hyung’un! (güler) İki ana şarkılı bir konsept olmasına rağmen çoğunlukla Jinyoung hyung’un fikirleri kullanıldı.

 

Bu albümde “I’m Sorry” ve “Today Marks the 1st Day” gibi slowumsu şarkılar içeriyor; genellikle insanlar daha enerjik ve akrobatik şeyler bekliyordu sanırım, bu albümün şaşırtıcı bir yönü var.

“Heartbeat” in ardından yeni şarkıcıların bir çoğunun akrobatik sahneler sergilediğini farkettik. Yani, eğer bu herkesin yapabildiği bir şeyse, biz de başarılı olmak için ne yapmalıyız konusunda biraz endişelenmeye başladık. Bu albümün amacı yapılmış olanlardan daha farklı bir imaj sergileyebilmekti. Asıl amacımız yeni idoller tarafından henüz yapılamayan bir sahne sunmaktı.

 

Bence bu tarz bir çözüm sunmuş olman  özgüven sahibi biri olduğunun bir göstergesi. 

Son 2 yılda yurtdışında yaklaşık 40 konser verdik.  Sanırım biraz da bu yüzden güvenini bir kaç seviye artırabiliyorsun. Olgunluk olsa da, hala çaba istiyor. Bizim fiziğimiz var. (güler)   Jinyoungie hyung bize albüm hazırlıklarını yaparken: “Sizce diğer gruplardan daha iyi olan yönünüz ne? Sadece uzun bir ceket giyip çıksanız bile öldürücüsünüz! Konserlerinizi izledim ve harika görünüyordunuz.” demişti.

 

Ama bence özel yönlerinizi gösterecek bir performans konusunda endişelenmiş olmalısınız. Hala burada ve iyi olduğunuzu göstermeniz gereken bir zamandı. 

Doğrusu bu geridönüşün çok uzun sürdüğünü düşünüyorum. Heartbeat’le ödül almamız çıkışımızın ardından 2 yıl sürmüştü. Yani yeni çıkış yapmış bir çok grubun piyasada yer edinmesi için yeterli bir zaman. Yine de,  endişelenmek yerine görüş açımızı genişlettik. Bu sefer Shinhwa hyungları izlerken ne kadar uzun süre birlikte olursan o kadar mükemmelleşeceğini hissettim. Bence bu iniş ve çıkışların ardından zaman geçtikçe, tıpkı Shinhwa gibi 2PM de yıllardır birlikte olmanın mükemmelliğiyle gözler önünde olacak.

 

Bu kadar uzun bir süre grup olarak kalabilmek için ne yapmak gerekiyor?

Bence kesinlikle diğer üyelere karşı düşünceli olman gerekiyor. Shinhwa hyunglar da bunu çok iyi yapıyorlar,  özellikle de Eric hyung diğerlerini de düşünerek kendi arabuluculuk görevini çok iyi yaptı. Doğrusu hyunglar hakkında bir çok röportaj ve haber okuyorum (güler). Bence üyeler birbirlerine saygı duyup, birbirlerinin fikirlerini anlayabilirlerse uzun süre birlikte çalışabilirler.

Bence aynı şey hayranlar için de söylenebilir. Sizin yurtdışı aktivitelerinizi sakince izleyip, sizleri bekliyorlar. 

Yine de bizim açımızdan yerli ve yabancı hayranların farklılıklarını belirlemek çok zor. Her üyenin hayranları bir birliktelik oluşturuyorlar, farklı ülkelerden hayranlarla iletişim kuruyorlar, birbirlerine bilgi aktarıyorlar ve daha bir sürü şey. Bence fandomların bu eğilimleri gittikçe birbirine benziyor. Uluslararası İlişkiler okumaya karar verme nedenlerimden biri de buydu çünkü bu hayranlarımız sayesinde uluslararası bir etkinlik kazanmanın üstesinden gelebileceğimi düşündüm. Bence bu durumlarda dil ve kültür farklılıklarının hiçbir önemi kalmıyor.

 

Etkisi altında kaldığın şeyi anlamak önemli bir şey. 

Eskiden sosyal medya hesaplarının bana ait bir alan olduğunu düşünürdüm. Ama son zamanlarda görüyorum ki medyadaki ufak bir ima yüzünden bir çok şey olabiliyor. İstediğim hayranlarla iletişim kurmak, yeni şarkıcılarla ilgili haberler paylaşmak ve gördüğüm sevgiye birazcık da olsa karşılık verebilmekti. Ayrıca 2009’a baktığımda  Kang Hodong sunbaenin insanların tepkilerinden, birlikte fotoğraf çekinme ve bir şeyi imzalama isteklerinden rahatsız olduğunu gösteremeyeceğini söylediği bir röportajını okumuştum. Bu tavrın gördüğün sevgi ve kazandığın paranın bir karşılığı olduğunu söylemişti. O zamanlar çok yeniydim ama zaman geçtikçe bu sözlerin manasını tamamiyle anladım, çünkü akranlarımın sahip olmadığı bir çok şeye sahip olmak için bazı şeylerden vazgeçmeliyim.

 

Şuan sahip olduğun etkiyi daha da üste taşıyacak bir gizli kartın var mı?

Her şey için çok çalışmak. Sürekli insanlarla iletişimin çalışmaktan daha önemli olduğunu söylerler ama bence çok çalıştığın sürece zaten iyi ilişkiler de ediniyorsun.

 

Kaynak: http://www.firstlook.co.kr/?star=man-of-wild
Kor-İng: Egle @2PMalways
İng.-Tr: suleyildiz_
Kaynak belirtmeden alıntı yapmayın!