MAYIS 2016 SHUKAN JOSEI MAGAZINE 2PM RÖPORTAJI

image

   JUN.K & TAECYEON

İkiniz albümde ki bonus şarkı olan “50/50” için birlikte çalıştınız. Rap kısmı çok havalıydı ama bu şarkının iki versiyonu var. Bundan dolayı hem besteleme,  hem kayıt olarak çift iş yaptınız. Zordu değil mi?

Jun. K: Sandığımdan daha hızlıydı. Herşeyden önce Taecyeon harikaydı. Onun versiyonu bass sesinden ve mükemmel İngilizce telaffuzundan dolayı çok çok iyiydi!

Taecyeon: Hayır hayır hiç de bile. Bu şarkının bestecisi Jun. K ben sadece birazcık söyledim fazla birşey yapmadım.

Jun. K: Ah hayır, ikimiz de yaptık. Kesinlikle “50/50”

Taecyeon: Ustaca konuştun! (Gülüşmeler)

Dün ikinizin de biraz boş bir zamanı vardı. Ne yaptınız?

Taecyeon: Shibuya ve Harajuku taraflarında yürüyüşe çıktım. Tüm çevresinde. Aslında sıklıkla gittiğim turistik yerler ama bu kez bir sebebim vardı.

Jun. K: Bir şey almaya mı gittin?

Taecyeon: Evet, beğendiğim şapkalardan biri olan (Safari şapkası) aldım. Ruh halim gerçekten iyiydi ve çevrede dolanarak mutlu anlar geçirdim.  Değil mi Jun. K?

Jun. K: Evet, öyleydi (Gülüşmeler)

Taecyeon: Bence Jun. K’in vücudu bugünlerde daha da iyileşti gibi?

Jun. K: Sanırım öyle~! Aslında dün sabah, gece ve bugün sırasıyla Makuhari, Tokyo ve otelin spor salonuna gittim. Benim şimdilerde ki takıntım bu. Başlangıçta diyet için deniliyordu, ama aslında bunun vücudu daha sağlıklı tutması için olduğunu söylemek çok daha doğru. Son zamanlarda bu günlük rutinim.

Düşündüğümden daha fazla aktif olman şaşırtıcı. Öyleyse oldukça aktif olan ikiniz birlikte dışarı çıkacak mısınız?

Jun. K: Son günlerde hayır.

Taecyeon: Sanırım benim hobilerim ve ilgilendiğim hiçbir şey yok. Jun. K her zaman beste yapıyor ve özenle egzersizle uğraşıyor.

Jun. K: Gerçekten dışarıya çıkmadım

Taecyeon: Şu anda bir web dramasının çekimlerini yapıyorum. İlgi alanlarımdan konuşacak olursak daha çok müzik dinlemek ile alakalı. Bu günlerde Koreli bir şarkıcı olan 10cm’in müziğini beğeniyorum.

İkinizinde meşgul programları nedeniyle hayatınıza coşku/heyecan verecek pek birşey yok değil mi? Lütfen okuyucular için gelecek randevunuz hakkında düşünün.

Jun. K: Sokakta konuşmadan sadece el ele tutuşarak yürümek. Bu tür de bir randevu istiyorum. 1 saat kadar.

Taecyeon: Yalnızca 1 saat mi? O zaman bu çalışma saatleri arasında kısacık bir mola mı oluyor? (Gülüşmeler)

Jun. K: Öyle mi? O zaman yeşilliklere bakarak aynı zamanda sadece birbirimize bakarak sohbet etmek.

Taecyeon: Araştırmalara göre ilk randevuda korku filmi izlediğiniz de ya da bir çığlık makinesine (Bir lunapark oyuncağı, Google’da Scream Machine şeklinde aratırsanız bulabilirsiniz) bindiğinizde kalp adrenalin salgılar ve randevuda unutulmaz bir anı edinmenize yardım eder. Bundan dolayı korku filmi izlemek ya da çığlık makinesine binmek karşımdakinin cazibemi/çekiciliğimi hissetmesine yardımcı olur.

Jun.K: …..Gerçekten mi? Neden bahsediyorsun?

Taecyeon: Randevuya çıkmaktan bahsediyorum

Jun.K: …..Ciddi misin sen?

image

 CHANSUNG & JUNHO

Kalp çarptıran “Versus” şarkısı nasıl ortaya çıktı?

Junho: Aslında sakin bir şarkı yapmak istedim. Şarkıların hepsini Chansung besteledi, ben modern dansla eşleştirmeyi düşündüm. Ancak beğendi mi beğenmedi mi bilmiyorum…

Chansung: Beğendim (güler)

Junho: Biliyorum (güler). Şarkının söz ve bestesi bu kez bana ait ve konusunu da ben seçtim, Junho sadece görüş ve fikirlerini belirtti. İş ve sorumlulukları bölüştük. Bu gerçekten keyifli ve eğlenceliydi! Birlikte çalışabilmemiz rahatlatıcıydı.

Chansung: Evet. İş çok zordu ama bizi hayal kırıklığına uğratmadı.

Müzik çalıştığınızı görmek beni çok mutlu etti. Son zamanlarda, oyunculuk sektöründe bir aktör olarak dizi çekimlerinizden dolayı ikiniz de Kore’de çok meşgulsünüz.

Chansung: Evet, biraz (güler). Junho ve ben aynı üniversiteye gittiğimizden ders arlarında bir araya gelirdik.

Junho: Ders aralarının yanı sıra, ödev yapardık ve yaptığımız şeyleri başkasına istiflerdik. O zamanlar da bile şarkı bestelerdik. Ancak bu Chansung sayesinde tamamlandı. Popüler bir deyişle turneler için pratik yapardık. Çok fazla pratik yaptık bu yüzden Chansung “Ah ah, kaçmak istiyorum. Çok yorucu” derdi (güler), belki de dramadaki karakterinden etkilenmiştir çünkü herzaman söylediği birşey değildi. Bu herkesi güldürse de aslında hepimizi ilgilendiren birşey değil mi?

Evet, bu hepimizin ilgilendiği ve maruz kaldığı birşey.

Junho: Yaşadığımız sürece, birşey yapmak zorunda olduğumuzu biliyorsunuz. Bunu biliyorum ve elimden geleni yaptım ancak önceden söylediğim (kaçmak ve yorulmak) şeyleri düşündüm. Neden böyle eğleniyoruz diye sorgularken Chansung’un mükemmel bir iş çıkardığını fark ettim.

Chansung: Belki söylediğim garip birşeydi ama üyeler söylemeye çalıştığım şeyi anladılar. Var oldukları için gerçekten minnettarım (güler).

Okuyucular için, rüya gibi bir randevuya çıkacak olsaydınız neler plânlardınız?

Chansung: Masaj randevusu?

Junho: Chansung’un masaj randevusu çok iyi. Belki de karşı taraf çok mutlu olacak.

Chansung: Ne? Bunu yapamam. Masaj salonuna hep birlikte gideceğiz! Masaj salonuna iş yorgunluğu ya da ailemin bakımı nedeniyle gitmek istiyorum. Ve sonrasında, kafeye gidip sohbet edeceğiz. Benim randevu şeklim böyle olur!

Junho: O zaman, benim randevum bir günlüğüne hizmetçi olur.

O halde birçok kez yapabilirsin? Hayalindeki hizmetçi?

Junho: Evet. Tamamen yapacağım. Yemek için bana ihtiyaç duyduğunda senin için önlüklü bir elbise giyeceğim. Beni arayabilirsin.

Chansung: Evet, evet (ellerini gösterir)! Sonra lütfen bana masaj yap.

Junho: Sorun değil, ama pahalı mı?

Chansung: Birgün karşılığında masaj. Masaj yap ya da şarkı söyle.

Junho: Şarkı iyi. Ama masaj süresi şarkı süresiyle aynı olmalı (güler).

                            

image

    NICHKHUN & WOOYOUNG

– “Kanojo” şarkısı piano melodisi ile başlıyor, gerçekten güzel ve tatlı bir şarkı tıpkı ikiniz gibi.

Nichkhun: Konser esnasındaki canlı performans hakkında düşünürken Wooyoung bu şarkıyı besteledi. Ayrıca bu büyük bir hit olarak sayıldı değil mi?

Wooyoung: Bir kere de ilham geldi.. Nickhun bu atmosfer ile dolu “bazı şeyler” çalacak, bundan dolayı ayrıca ben de “bu şeylerden” çalacağım. (Bu, bazı şeyler derken müzik aletlerinden bahsediyor. Üstü kapalı bir şekilde konuşmuş)

Gerçekten ‘bu şeyleri’ görmek istiyorum. Çok keyifli olacak gibi görünüyor.

Wooyoung: (Japonca) Cidden mi? Bunu söylemenize sevindim. Lütfen dört gözle bekleyin!

Nichkhun: Bu kez birlikte çalıştığımızdan, birbirimizin benzer müzik ve performans zevki olduğunu sıfırdan öğrenmeyi başardım, bu gerçekten iyi bir şey. Ancak bazı konularda Wooyoung’dan özür diliyorum..

Wooyoung: Neden ki?

Nichkhun: Wooyoung’ın sahne kostümlerinden performanslara kadar herşeyi kendisi düşünen biri olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca yaklaşan 2PM turundan da sorumlu. Bu yüzden sanıyorum ki her gün tasarım yapıyor, değil mi?

Wooyoung: Evet, her gece tasarım çizimleri yapmama rağmen sabah olduğunda “olamaz, yeniden çizmeliyim!” diye düşünüyorum, bu hep böyle tekrar ediyor.

Nichkhun: Çok zor değil mi?

Wooyoung: Zor değil. Birkaç insan aynı şey için birlikte çalıştıklarında odaklanma gerekir, sonrasında birinin yaptığı bu eylem diğerlerininde takip etmesini, ortak bir noktaya toplanmasını sağlayacaktır. Bu kez Nichkhun’a “Yapmama izin ver” dedim, tereddüt etmedi ve sorun olmayacağını söyledi.

Nichkhun: Doğru kişi olup olmadığını bilmesem bile, onun bestelerini dinliyorum bu yüzden ona güveniyorum. (Nichkhun bunu söylerken eli Wooyoung’ın omzundaymış)

Wooyoung: Benim~ Kanojom~ (Besteledikleri Kanojo şarkısından alıntı yapmış, Kanojo “Kız arkadaş” anlamına geliyor.)

Nichkhun: Bundan konuşacak olursak (Gülüşmeler) ikimiz de son zamanlarda pek dışarı çıkamadık. Ben golf oynuyorum Wooyoung ise müzik ve modaya kafayı takmış durumda.

Wooyoung: Hadi şimdi yemeğe gidelim

Nichkhun: Olur!

İkiniz de her zaman sevimli olmanın hissiyatına sahipsiniz, ama eğer okuyucular ile bir randevuya çıkacak olsaydınız, ne tür planlar kurardınız?

Nichkhun: Örneğin o daima ev işleri ile meşgul birisi ise bu onu yemeğe götüremeyeceğim anlamına gelmez. Bunun yerine ona “Sen bugün dinleneceksin yemeği ben yapacağım” derim. Menü hakkında düşünür, sonra alışverişe gider, onun favori içeceğini alırım, karpuz, çiğ jambon ve peynir gibi şeyler. Yemekten sonra bir film izleyebiliriz. Nichkhun’un restoranına hoşgeldiniz! (Gülüşmeler)

Wooyoung: Son zamanlarda viski içme şansım oldu ve tadına çok şaşırmıştım. Bundan biraz da olsa tatmam “Bu bölgede şu meşhur” şeklinde öğrenmeyi istememe sebep oldu. Örneğin….. Bu viski gitmek istediğim Islay’den gibi görünüyor! (Islay İskoçya’da bir ada ve viskileriyle ünlü bir yer)

Nichkhun: Wooyoung çalışkan bir öğrenci.  Ben de böyle yerlerden hoşlanıyorum.

Wooyoung: Ah… hadi görelim….. (Utanmış)

cr. jerwiepenpan
CutiePanK & DNHYK
@2PM&TurkishHottests

Yorum bırakın